Güzellik, insanlık tarihi ile eşzamanlı bir kavramdır. Dünden günümüze kadar olan süreçte ırk, dil, din, cinsiyet ayrımı olmaksızın bütün medeniyetlerde evrensel bir arayış olmuştur.
İnsan vücudunda doğuştan olan deformasyonları, kazalar sonucu oluşan bozuklukları, bireylerin kusursuz olma arzusunda yatan estetik arayışlarını karşılamak üzere çalışan estetik ve plastik cerrahinin yıllar içindeki gelişimi oldukça uzun bir tarihi sürece dayanır.
Güzellikle ve içindeki “plastik” sözcüğünden de anlaşılacağı üzere güzel sanatlarla da ilişkisi olan estetik cerrahi tıp dalının tam adı Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahidir.
Söz konusu tıp uzmanlık alanın içinde “plastik” yani şekil verme, “rekonstrüktif” yani yeniden yapılandırma ve “estetik” yani güzellik bilimi vardır.
Tıp tarihi ele alındığında estetik ameliyatların bugün ulaştığı memnun edici sonuçların geçmiş yıllar boyunca yapılan çalışmalara, deneme yanılma yöntemiyle ulaşılan sonuçlara borçlu olduğu görülür.
1. Ve 2. Dünya Savaşı yıllarında yaralı genç askerlere yüzlerindeki korkunç tahribatlara karşın yeni bir yaşam sunabilmek için yapılan denemeler bugünkü estetik cerrahi biliminin ilk adımları oluşturur.
Dr. Jacgues Joseph’in burun şekillerindeki asimetriyi düzelterek onlarca Yahudi’yi Alman nazizminden kurtardığını anlatır tün tarih kitapları anlatır. Diğer taraftan arkeologlara göre aslında burun estetiğinin tarihi milattan öncelere kadar uzanır. Antik mısırda zina suçu işleyen kadın ve erkeklerin burunlarının kesilmesi nedeniyle sonrasında bir tamirat söz konusu oluyordu.
Söz konusu yeniden yapılandırma işlemi Ebers Papürüslerinde detaylı olarak anlatılmaktadır. Yine milattan önce 1600’lü yıllara tarihlenen ve kendisini kataloglayan kişinin adıyla anılan Edwin Smith Papürüsü’nde de yüzdeki tahribatların, çene ve burun kırıklarının estetik yapılanmasından bahsedilir. 1597 yılında ise Gaspare Tagliacozzi, kol dokusuyla burun ameliyatı yapmış ve Batı dünyasında estetik cerrahinin yolunu açmıştır.
Estetik denilince sanat, sanat denilince resim sanatı ve resim sanatı tarihi denilince de akla Leonardo da Vinci gelir. Davinci, iyi bir ressam olduğu kadar hatta daha fazla bilim adamıdır.
Altın oran denilen tarifi yaparak bugün ki estetik anlayışının temelini atmış, anatomi üzerine önemli çalışmalar yapmıştır. Savaşların tüm dünyada adeta bir nesli yok ettiği 1900’lerin ilk yarısında savaş yaralıları için çalışan tıp bilimi estetik rekonstüriktif ve plastik cerrahi alanında yol almıştır.
Günümüzde gelişen estetik anlayışı doğrultusunda “Güzele ait olan değişmez faktörler” ise doğallık, sadelik, oran ve uyumdur. Bu sayılan değerler kültür, cinsiyet, yaş ve zamandan bağımsız olarak güzelliğe katkı veren evrensel değerlerdir.